Doktor öğretim üyesi

(Yardımcı Doçent sayfasından yönlendirildi)

Doktor öğretim üyesi (dr. öğr. üyesi şeklinde kısaltılır[1]), doktora derecesini başarıyla tamamladıktan sonra, tıp, diş hekimliği, veteriner hekimlik veya eczacılık alanında uzmanlık unvanı elde ederek veya belli bir sanat dalında yeterlik kazananarak üniversite öğretim üyesi kadrosunda görev yapan akademisyen.[2]

ABD ve Kanada'daki "assistant professor" unvanına denk sayılabilir.

Türkiye

Türkiye'de yardımcı doçent unvanının kaldırılarak "doktor öğretim üyesi" pozisyonu oluşturulmasına dair kanun 6 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.[3]

Doktor Öğretim Üyesi Ataması

Genelde her üniversitenin kendi atama ve yükseltme kriterleri olup unvanı alacak kişinin bu kriterleri sağlaması beklenir. Türkiye'de devlet üniversitelerinde bu kriterler YÖK'ün belirlediği asgari kriterlerin altında olamaz.[4] YÖK tarafından, doktor öğretim üyesi unvanı için, adayın akademik çalışmalarının, doçent veya profesör unvanına sahip 3 jüri tarafından değerlendirilmesi ve adayın başvurduğu alan ile ilgili fakülte, enstitü veya yüksek okul tarafından düzenlenen yabancı dil sınavından başarılı olması beklenmektedir. Fakat üniversiteler, adaylardan YÖK tarafından belirlenen bu şartların üzerinde ilave şartlar isteme hakkına sahiptir.

Unvanın Devamı ve Süresi

Doktor öğretim üyesi unvanı, diğer öğretim üyesi unvanları olan doçentlik ve profesörlükten farklı olarak, süreli atamalardır. İlgili dekanlık veya müdürlük tarafından 2 veya 3 yıllık dönemler şeklinde atama yapılır. YÖK'ün ilgili kanununa göre bu atamalar toplamda 12 yılı geçemez.[5] Fakat bu konuda farklı danıştay kararları olup mahkemelerin 12 yılı geçtikten sonra da doktor öğretim üyesi unvanının devamı yönünde verdiği kararlar bulunmaktadır.[6] Ayrıca doktor öğretim üyesi unvanının devamı üniversitelerin senatosu tarafından verilen ilave bazı şartlara bağlı olabilir. Örneğin, üniversite senatosunun belirlediği atama yükseltme kriterlerine göre, ilgili öğretim üyesinin tekrar atanabilmesi için üniversitede geçirmiş olduğu 2 veya 3 yıllık dönemde belirli akademik katkılarda bulunması istenebilir. Bu katkılar genelde atama yükseltme kriterlerinde belirtilen puanlama esaslarına göre yapılır.[7]

Unvanın Sona Ermesi

Doktor öğretim üyesi unvanı, doçentlik unvanının kazanılması ile sona erer. Doçentlik unvanı Türkiye'de Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) tarafından düzenlenen iki aşamalı bir değerlendirme ardından adaylara verilmekte olup, ÜAK tarafından unvanın verilmesinin ardından, ilgili öğretim üyesinin bu unvanı kullanması engellenemez.[8] Fakat unvanın ÜAK tarafından öğretim üyesine verilmesinin yanında, öğretim üyesinin çalışmakta olduğu üniversite tarafından da ilgili kadroya atanması gerekmektedir ve bazı üniversitelerde bu atama işlemi vakit aldığı için öğretim üyesinin doçent unvanına sahip olarak doktor öğretim üyesi kadrosunda bir süre devam etmesi söz konusu olabilmektedir.

Ayrıca, YÖK'ün akademik disiplin suçları ile ilgili yönetmeliği gereği, disiplin suçu işleyen öğretim üyelerinin uyarı seviyesinden başlayarak öğretim mesleği ve kamu görevinden çıkarılmasına kadar artan seviyelerde disiplin suçu alması söz konusu olabilir.[9] İlgili disiplin soruşturması neticesinde öğretim üyesinin unvanının geri alınması da söz konusu olabilmektedir.[10]

Doktor Öğretim Üyelerinin Görev ve Sorumlulukları

Doktor öğretim üyelerinin diğer öğretim üyesi seviyeleri olan doçent ve profesörlerden farklı bir görev ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Buna göre, öğretim üyelerinin görev ve sorumlulukları beş ana başlık altında toplanabilir.[11][12]

  1. Araştırma: Öğretim üyelerinin; bilimsel araştırmalar yapmak, sonuçlarını bilimsel toplantılarda sunmak ve akademik niteliği olan dergilerde yayımlamak; bu bilimsel araştırmaları mümkün olduğunca ilgili kişiler ve meslektaşları ile iş birliği içinde yürütmek, ulusal ve uluslararası kongrelere katılmak, yenilikleri izlemek ve öğrendiklerini aktarmak gibi araştırma görevleri bulunmaktadır.
  2. Eğitim: Tez danışmanlığı, bitirme sınavlarında jüri üyeliği, öğrenci ve asistan eğitiminde, ders vermek, vermekle yükümlü olduğu derslerin müfredat ve içeriğini sürekli güncellemek, görevlendirilmesi halinde üniversitenin diğer birimlerinde eğitim etkinliklerinde bulunmak gibi eğitim görevleri bulunmaktadır.
  3. Bilir kişilik ve bilgilendirme.
  4. Toplumsal konularda yol gösterme: Kendi alanıyla ilgili, topluma dönük uyarıcı ve bilgilendirici faaliyetlerde bulunmak.
  5. İdari görevler: Fakülte kurullarında ve fakülte yönetim kurullarında birer doktor öğretim üyesi bulunması gerekmektedir.[13] Ayrıca, bölüm başkanı veya anabilim dalı başkanı olarak profesör ve doçent bulunamadığı durumlarda atanabilirler.[14]

Doktor Öğretim Üyelerinin İstihdam Şekilleri

Devlet Üniversiteleri

Devlet üniversitelerinde öğretim üyelerinin çalışma şekilleri zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Özellikle tıp fakültelerindeki hekimlerin üniversite dışında faaliyette bulunması ve ek gelir elde etmesi ile ilgili tam gün yasası olarak da bilinen yasa çeşitli tartışmalara sebep olmuştur. Öğretim üyelerinin çalışma esasları devlet üniversiteleri için 2547 sayılı kanunun 36. maddesinde belirtilmiştir:

"Madde 36: Bu profesör ve doçentler bütün mesailerini üniversite ile ilgili çalışmalara hasrederler. Bunlar, özel kanunlarla belirlenen görevler ve telif hakları hariç olmak üzere, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başkaca herhangi bir iş göremezler, ek görev alamazlar, serbest meslek icra edemezler. Üniversite yönetim kurulunun işbirliğine karar verdiği kamu kuruluşlarında, kamu yararına hizmet amacını güden kuruluşların işletmelerinde veya diğer özel kuruluşlardaki çalışmaları üniversitede sürdürülmüş sayılır. (Değişik fıkra: 12/08/1986 - KHK - 260/4 md.) Bu Kurumlardan alınan her türlü ücretler döner sermayeden pay alan profesör ve doçentin bağlı bulunduğu birimin döner sermayesine gelir kaydedilir."

Yukarıdaki madde gereğince, profesör ve doçent seviyesindeki öğretim üyeleri ile doktor öğretim üyesi seviyesindeki öğretim üyeleri arasında bir fark tanımlanmıştır. Profesör ve doçent seviyeleri için çalışma şekli bütün mesailerini üniversiteye haracayacak şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, yükseköğretim kurumlarından başka yerlerde ücretli veya ücretsiz, resmi veya özel başkaca bir iş göremezler, ek görev alamazlar, serbest meslek icra edemezler. Ancak bu durumun farklı kanun maddeleri ile düzenlenmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin, bütün öğretim üyeleri, yayınlamış oldukları kitap ve makalelerin telif ücretlerini alabilir, hakem ve komisyon üyeliklerinden gelir elde edebilirler[15] veya 1136 sayılı kanunun 12. maddesi gereğince hukuk alanında profesör ve doçentlik yapanlar avukatlık yapabilirler.

Doktor öğretim üyeleri için ise, bu maddede belirtilen özel bir durum yoktur. Bu yüzden, yukarıda belirtilen özel durumlardaki faaliyetlerinin yanında, 657 sayılı devlet memuru kanununa göre belirlenen kısıtlamalara uyarlar. Örneğin, tacir ve esnaf sayılmalarını gerektirecek faaliyetlerde bulunamazlar.

Vakıf Üniversiteleri

Vakıf üniversitelerinde çalışan doktor öğretim üyesi unvanına sahip öğretim üyeleri, devlet memuru statüsünde olmadıkları için, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın üniversite görevlerinin yanında faaliyette bulunabilirler. Fakat bu durumu kısıtlayıcı bazı özel durumlar bulunmaktadır. Örneğin, tam gün yasası olarak bilinen yasanın (6514 sayılı kanun) vakıf üniversitelerini de kapsaması ve vakıf üniversitelerindeki öğretim üyelerinin de farklı kurumlar altında faaliyetinin engellenmesi söz konusudur.[16][17]

Kaynakça