Varlık Vergisi (Türkiye)

Türkiye'nin 1942'de gayrimüslim vatandaşlarına uyguladığı ayrımcı vergi

Varlık Vergisi, Türkiye'de 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır.

Yasanın gerekçesi

1938-1944 arası Türkiye'de enflasyon[1]
YıllarTEFEReşat AltınıTL Endeksi
193810011,30100
1939101,314,32128
1940126,621,06189
1941175,325,57239
1942339,633,23298
1943590,133,84300
1944458,938,30344

Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi, hükûmet tarafından "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmiş ve herhangi bir dini veya etnik grup hedef alınmamıştır. Oysa basına kapalı olarak yapılan CHP grup toplantısında başbakan Şükrü Saracoğlu'nun vurguladığı gerekçeler farklıdır:

"Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz."[2]

"Bu memleket tarafından gösterilen misafirperverlikten faydalanarak zengin oldukları halde, ona karşı bu nazik anda vazifelerini yapmaktan kaçınacak kimseler hakkında bu kanun, bütün şiddetiyle uygulanacaktır.[3]

Nüfusİddiaya Göre Talep Edilen Varlık Vergisi Oranları[4][5][6]
Ermeniler%232
Yahudiler%179
Rumlar%156
Müslüman%4,94

Bazı kaynaklarda sadece Müslümanlar için olduğu belirtilen düşük vergiler aslında büyük çiftçilerden alınmıştır ve yasada %5'i geçemeyeceği belirtilmiştir.[7]

Yasanın uygulanışı

Başbakan Saracoğlu, 5 Ağustos 1942'de okuduğu hükûmet programında "Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. (...) Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. İstediğimiz sadece Türk milletinin hakimiyetidir." diyerek yeni hükûmetin sosyal politikasını açıkladı.

1942 yazı boyunca İstanbul gazetelerinde hırsızlık, karaborsacılık, vurgunculuk ve ihtikârla ilgili haber ve yazılar ön plana çıkarıldı. Hemen her gün ve her gazetede "karaborsacı Yahudi" tiplemesini içeren karikatürler yayınlandı.[kaynak belirtilmeli]

12 Eylül 1942'de İstanbul defterdarlığı görevine atanan Faik Ökte'nin anılarında anlattığına göre, Maliye Bakanlığı savaş dolayısıyla fevkalade kazanç elde ettiği iddia edilen kimselerin cetvelinin yapılarak müslümanların M, gayrımüslimlerin G, dönmelerin D harfiyle işaretlenmesini talep etti.[8]

11 Kasım'da Varlık Vergisi kanunu TBMM'de hiç tartışılmadan kabul edildi. Kanun her il ve ilçe merkezinde kimin ne kadar vergi ödeyeceğini belirleyecek servet tespit komisyonları kurulmasını, komisyon kararlarının nihai ve kati olmasını, vergi ödeme süresinin 15 gün olmasını, 15 gün içinde tahakkuk eden vergiyi ödemeyenlerin mallarının haczedilerek icra yoluyla satılmasını, buna rağmen borcunu 1 ay içerisinde ödemeyen mükelleflerin bedeni kabiliyetlerine göre genel hizmetler ve belediye hizmetlerinde çalıştırılmasını öngörüyordu.[9]

İstanbul'da kurulan üç komisyon tahakkuk eden vergi listelerini 18 Aralık 1942'de açıkladı. Tahakkuk eden vergilerin %87'si gayrımüslim, %7'si müslim mükelleflere yüklenmişti. Geri kalan %6 değişik kalemlerde olup, bunların da çoğu gayrımüslim azınlıklar ve ecnebilerdi.[10] 4 Ocağa kadar vergisini ödemeyen mükelleflere birinci hafta için %1, sonraki haftalar için %2 gecikme zammı uygulanacağı ilan edildi.

Aralık 1942 ve Ocak 1943'te İstanbul'da gayrımüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında İstiklal Caddesi'ndeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Satılan mülklerin %67 kadarı Müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı.[11] 21 Ocak 1943'ten itibaren İstanbul'da binlerce gayrımüslime ait ev ve işyerleri haczedilerek haraç mezat satıldı.

27 Ocak ile 3 Temmuz 1943 arasında, tümü gayrımüslimlerden oluşan toplam 1229 kişi çalışmak üzere Erzurum Aşkale'ye yollandı. Sözlü anlatımlara göre bu kişilerin aileleri Aşkale'ye sürülenlerin "sağ dönmeyeceğine" inanıyordu.[12] Çalıştırılacaklara verilen ücretlerin yarısı borçlarına mahsup edilmiştir.[13] Yaşlılar, Kop geçidinde kar temizleme işinin ağırlığından dolayı Aşkaleli köylülerden bazıları ile anlaşarak kendi yerlerine gençleri çalışmaya göndermişler. Bunun karşılığında da onlara günlük ödeme yapmışlardır.[14] Sürgünlerden 900 kişi 8 Ağustos 1943'te yük vagonlarıyla Eskişehir Sivrihisar'a nakledildi.

9-13 Eylül 1943 tarihlerinde New York Times gazetesinde Cyrus Sulzberger imzasıyla Türkiye'deki Varlık Vergisi uygulamasını eleştiren bir dizi yazı çıktı. Bu yazılardan hemen sonra 17 Eylül'de toplanan TBMM, henüz tahsil edilmemiş olan Varlık Vergisi borçlarının silinmesine karar verdi. Aralık ayının ilk günlerinde Aşkale ve Sivrihisar sürgünleri yaklaşık on aylık esaretten sonra evlerine gönderildi. Çünkü o dönem II. Dünya Savaşı'nın kritik günleriydi ve Türkiye bu durumdan etkilenmek istememiştir.

VARLIK VERGİSİ...
Yasa metni
11 Kasım 1942

Cumhuriyet tarihinin tartışılan yasalarından biri olan "Varlık Vergisi", Şükrü Saraçoğlu Hükûmeti tarafından 9 Kasım 1942'de TBMM'ye sevkedildi. Yasa, 11 Kasım'da Genel Kurul'da kabul edildi ve 12 Kasım 1942'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

17 Eylül 1943 tarih ve 4501 sayılı yasa ile bir kısım mükellefin vergi borçları silindi.

15 Mart 1944 tarih ve 4530 sayılı "Varlık Vergisi Bakayasının Terkinine Dair Kanun" ile o tarihe kadar tarh edilmiş, ancak tahsil edilememiş vergilerin silinmesiyle "Varlık Vergisi" uygulaması ortadan kalkmıştır.

Verginin sonuçları

Varlık Vergisi kanunu ile toplam 270 milyonu 1942'de [15] ve 47 milyonu 1943'te[16] olmak üzere yaklaşık 317 Milyon TL vergi tahsil edildi. Bu sayının %70'i Anadolu'dan toplandı. Toplam tahsilat, 918 milyon TL olan 1942 devlet bütçesinin %34'üne tekabül etmektedir.

1935 sayımında Türkiye nüfusuna oranı %1,98 olan gayrımüslim azınlıklar, vergiden sonra başlayan göç nedeniyle 1945'te %1,56'ya ve 1955'te %1,08'e düştü.

Tepkiler

Yıllar sonra hâlâ tepkiler sürmekte ve yargıya konu olan olaylar gerçekleşebilmektedir.[17]

2012 yılında Milliyet gazetesine röportaj veren Şabat Levi, Miraç Zeynep Özkartal'ın "Devletin sizden özür dilemesini ister misiniz?" sorusu üzerine şu yanıtı vermiştir:

"Hata ettik” demelerini isterim tabii. Ama ne değişir? Ben affettim zaten. Bizi Hitler’den kurtardı İnönü, Varlık Vergisi’ni de affettim böylece. Eğer bizi Hitler’e verseydi sabun olacaktık. Parayla hayat ölçülmez. İnönü sayesinde hayatta kaldık. Bunu unutmadım."[18]

Halkların Demokratik Partisi Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Kasım 2021'de Varlık Vergisi Kanunu ile ilgili Meclis araştırılması açılması için önerge verdi.[19]

Popüler kültürde

Yılmaz Karakoyunlu’nun aynı adlı romanından uyarlanan Salkım Hanımın Taneleri (1999) 1942-1943 zaman aralığını kapsayan hikâyesiyle Varlık Vergisi’ni konu edinir.

2021 Netflix yapımı Kulüp adlı dizinin Varlık Vergisi'nden etkilenmiş Yahudi bireyleri ele almasından ötürü vergi yeniden gündeme geldi.[20][21]

Dipnotlar

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar