Nur Cemaati

İslami hareket

Nur Cemaati, Nurcular veya Risale-i Nur hareketi, Said Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur adlı eserlerin bilgileri istikametinde teşekkül eden,[5][6][7][8] 20. yüzyıl başlarında doğan İslâmî harekettir.[9][10][11] İtikadi ve fıkhi bakımdan Sünni[12] İslam'a bağlıdırlar. Müslümanların birliği dedikleri ittihad-ı İslam'ı ve halifeliğin geri getirilmesini savunurlar.[13][14][15] Cemaatin temel faaliyeti Risale-i Nurların okunması, yazılması, anlaşılmaya çalışılması ve insanlara ulaştırılmasıdır.[16] Bu faaliyet Cemaat mensupları tarafından "Hizmet-i imaniye ve Kur'aniye" veya kısaca ''Risale-i Nur Hizmeti'' diye tabir edilen kavramlarla ifade edilir.[17]

Nur Cemaati
KurucuSaid Nursi
Amaç"İmanı kurtarmak"[2]
Meslek unvanı
Abi, Kardeş[1]
HizmetlerRisale-i Nur'un neşri, Kuran'ın öğrenilmesi, öğretilmesi, basılması ve uygulanması.[4]
YöntemTebliğ, anlatma, çağırma[3]
Alanlarİman, tefsir, takva

Said Nursi'ye ait Kur'an tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı öğretileri ekseninde hareket eden bir yapıya sahiptir.[13][14] Risale-i Nur grupları içindeki Okuyucular grubunun kararlarının genellikle "Meşveret" veya "İstişare" diye adlandırdıkları danışma sonunda çoğunluk tarafından alındığı iddia edilir.[18][19]

Said Nursi'nin ölümünden sonra kendi yerine bıraktığı[20][21] Ahmet Hüsrev Altınbaşak'a[22] biat etmeyen talebelerinin çeşitli şehirlere dağılması ve Risale-i Nur okurlarının artmasıyla Cemaat farklılık gösterebilen tarzlarda faaliyet göstermiş; "Meşrep" olarak tabir edilen yeni gruplar meydana gelmiştir.

Tarihçe

Said Nursî'nin 23 Mart 1960 tarihinde ölümünden sonra yönetim anlayışı, siyasi olaylara bakış, etnik köken ve hizmet metodu gibi konulardaki görüş farklılıkları sonucu birçok Nur Cemaati grubu ortaya çıktı.[23][24][25] İlk dönemde, temel iki grup, Said Nursi'nin varisi Ahmet Hüsrev Altınbaşak önderliğindeki Arap harfleriyle Risale-i Nurları okuyup yazmayı savunan Yazıcılar grubu ile Zübeyir Gündüzalp önderliğindeki Risale-i Nurları Latin harfleriyle okunmasını savunan Okuyucular grubuydu.[23][26] Altınbaşak ve grubu, Said Nursi'nin bir mektup ile belirttiği[27] risalelerin sadece Osmanlıca olarak yazılması, basılması ve okunmasını savunurken,[24] cemaatin okuyucu kolunu oluşturan Gündüzalp ve grubu,[23] Latin harfleriyle yazılan Türkçe ile matbaada basılıp yayılmasını ve okunmasını savunuyordu. Cemaat içindeki bu kopukluk ve ayrılık sürecinde ajan olduğu iddia edilen Bekir Berk'in,[28] Hüsrev Altınbaşak'a düdüklü tencere ile yaptığı suikast[29] neticesinde kopukluk daha da kesin ve belirgin bir hal aldı. Gündüzalp liderliğindeki "ağabeyler konseyi", Yazıcılar grubu ve lideri Altınbaşak ile tekrar birleşmeye çalıştı, ancak bu girişimler sonuçsuz kaldı.[26] Said Nursi tarafından "gizli düşmanlar olduğu iddia edilen kişilerin" Nurcuların birliğini bozduğu söylenmektedir.[30]

Aynı dönemde, Okuyucular grubuna yakın olmakla birlikte kendi yaşadıkları bölgede bağımsız olarak hareket eden Mehmed Kayalar Diyarbakır'da; Said Özdemir, Ankara'da (bu gruba daha sonra "tenvir" denilmiştir) ve Mehmed Kırkıncı Erzurum'da cemaat oluşturmaya başladı.[23]

Nur Cemaati arasındaki en derin bölünme 1980 Darbesi sürecinde yaşandı. 1982 Anayasası'nın cemaat içerisinde meydana getirdiği tartışma bölünmeyi perçinledi. 1982 Anayasa Referandumu'na Nur Cemaati'nin büyük kısmı evet oyu verirken Yeni Asya grubunun ise hayır oyu kullanması araya bazı mesafeler girmesine sebep oldu.[31][32]

Nur Cemaati ilkeleri

Said Nursi, Nur cemaati'nin sahip olması gereken vasıfları Risale-i Nur Külliyatı'nda açıklamıştır:

  • Siyaset ve idare ile fiilen iştigal etmemek.[33][34]
  • Müspet hareket etmek ve menfi hareket etmemek.[35]
  • Allah rızasını esas alarak yalnız iman hizmeti yapmak.[35][36]
  • Tarikat değil cemaattir. Şeyhlik-müridlik gibi makamlar yoktur.[37][38]

Gülen Cemaati ile ilişkisi

Özellikle 2014 yılından önce yayımlanmış birçok kaynakta Gülen Hareketi, Nur Cemaatinin önde gelen bir kolu olarak öne sürülmüştür.[26][39][40][41][42] Cemaatin beş önde geleni, 31 Aralık 2013 tarihinde siyasi faaliyetlerin Nur Cemaati fikirleri ile uygun olmadığını belirtmişlerdir.[40] Bu açıklamanın Gülen Hareketine yönelik olduğu düşünülmüştür.[40] Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasından sonra, Nur Cemaati ileri gelenleri, Gülen Hareketine karşı olan tutumunu belirginleştirmiştir. Nur Cemaati'nin Yeni Asya kolu ise darbeye karşı olduğunu ifade etmekle beraber bu süreç içerisinde meydana gelen hukuki sorunları sıkça nazara vermiştir.[43][44][45][46]

Kaynakça