Greta Garbo

Emeklilikte, Garbo genellikle sadelik ve eğlence dolu özel bir hayat sürdü. Kamuoyuna hiç görünmedi ve nefret ettiği tanıtımlardan titizlikle kaçındı. Hollywood yıllarında olduğu gibi, doğuştan gelen yalnızlığa ihtiyaç duyan Garbo, genellikle münzevi biriydi. Efsanenin aksine, başından beri sosyalleştiği ve daha sonra seyahat ettiği birçok arkadaşı ve tanıdığı vardı. Bazen, kariyeri boyunca olduğu gibi mahremiyetini korumaya çabalayarak, tanınmış ve varlıklı kişiliklerle jet sosyete yaptı.

1940'lardan başlayarak bir sanat koleksiyoncusu oldu. Satın aldığı resimlerin çoğu ihmal edilebilir değere sahipti, ancak Renoir, Rouault, Kandinsky, Bonnard ve Jawlensky'nin resimlerini satın aldı. 1990'da öldüğünde sanat koleksiyonu milyonlar değerindeydi.

9 Şubat 1951'de Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı oldu^[4] ve 1953'te Manhattan, New York City'deki 450 East 52nd Street'te^[5] hayatının geri kalanında yaşadığı yedi odalı bir daire satın aldı.

Garbo, 1984 yılında göğüs kanseri hastalığı için başarıyla tedavi edildi.^[6][7] Hayatının sonuna doğru, sadece Garbo'nun en yakın arkadaşları, New York Hastanesi'ndeki The Rogosin Enstitüsü'nde haftada üç kez altı saat diyaliz tedavisi gördüğünü biliyordu. 1990 başlarında medyada Koger'in bastonla hastaneye giden Garbo'ya yardım ettiğini gösteren bir fotoğraf çıktı.

Garbo 15 Nisan 1990'da 84 yaşında pnömoni ve böbrek yetmezliği nedeniyle hastanede öldü.^[8] Daum daha sonra, sonlara doğru gastrointestinal ve periodontal rahatsızlıklardan muzdarip olduğunu iddia etti.

Garbo'nın naaşı Manhattan'da yakıldı ve külleri 1999'da memleketi Stockholm'ün hemen güneyindeki Skogskyrkogården Mezarlığı'na gömüldü.^[9]

Garbo, öncelikle hisse senetlerine ve tahvillere akıllıca yatırım yapmış ve 32.042.429 $'lık (2018 oranlarına göre 62.642.567 $) tüm mülkünü yeğeni Gray Reisfield'a bırakmıştı.^[10]

• IMDb'de Greta Garbo