İslam mitolojisi

İslam ile ilişkili bazı gerçeküstü dini anlatıların ve kavramların işlendiği mitoloji dalı

İslam mitolojisi, İslam ile ilişkili bazı dini anlatıların ve kavramların işlendiği mitoloji dalıdır. Geleneksel dinî literatürde genellikle İsrâîliyyât olarak ifade edilen mitolojik unsurların, İsrâîliyyât teriminden daha kapsayıcı ve bilimsel bir çerçeveye sahip olan "İslam mitolojisi" başlığı altında ele alınmaları önerilmiştir.[1] İslam, dini ritüel veya mitlerden çok toplumsal düzen ve hukukla ilgilenen bir dindir.[2] Oxford Companion to World Mythology, bir dizi geleneksel anlatıyı "İslami mitler" olarak tanımlar.[2] İslam'ın diğer İbrahimi dinlerle paylaştığı bir yaratılış efsanesi ve ahiret vizyonu ve ayrıca Kabe'nin kendine özgü İslami hikâyesi bunlar arasındadır.[2]

Fars edebiyatında Sultan Muhammed'in Miracı

İslami öğretilerde merkezi bir rol oynayan İslam peygamberi Muhammed'in geleneksel biyografisi, doğası gereği büyük ölçüde tarihsel kabul edilir ve İslam, mitolojiye Yahudilik ve Hristiyanlıktan daha az bağlıdır.[2] Bununla birlikte, kanonik anlatı iki doğaüstü olayı içerir: Kuran'ın vahyedilmesi ve İsra ve Miraç - Kudüs'e gece yolculuğu ve ardından Yedinci gök'e yükseliş.[2] Buna ek olarak, İslami yazılar, İncil karakterleri hakkında bazı ayrıntılarda Yahudi ve Hristiyan geleneklerinden ayrılan bir dizi efsanevi anlatı içerir.[2]

Din ve mitoloji

Dinin mitoloji açısından değerlendirilmesi tartışmalı bir konudur.[3] "Mit" kelimesi, klasik mitolojiye atıfta bulunmak için "masal, kurgu, yalan" anlamında Yunanca mitos kelimesinin aşağılayıcı erken Hristiyan kullanımının bir mirasını yansıtan bir kelimedir.[4][5] Ancak kelime akademik söylemde "Bir kültürün temel dünya görüşünü tanımlamaya hizmet eden bir hikaye"[5] veya belirli bir kültürün doğru olarak kabul ettiği hikâyelere atıfta bulunabilir.[6]

İslami literatürde sadece peygamberlere atfedilen olağanüstü hallere Mucize, vahiy gelmeden önce, ileride peygamber olacağına delil olan olaylara irhas, veli olduğuna inanılan kişilere atfedilen olağanüstü durumlara keramet, fasık olduğu düşünülen kişilere atfedilenine istidraç, kâfir olduğu düşünülen kişiye atfedilen olağan dışı hallere ise sihir ya da büyü denir.[7][7]

İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık Muhammed'in mucizelerinin anlatıldığı bir Nur risalesi için şunları demiştir: "Mucize-i Ahmediye'deki Mektubat'ta 19. Mektup. Neredeyse 150 sayfaya yaklaşan bir bölüm burası. Peygamberimizin yüzlerce mucizesi olduğu anlatılıyor. Onların hiçbirinin aslı yok. Peygamberi kitlelere olağanüstü gösterme amaçlı anlatılmış rivayetler."[8] Prof. Dr. Mehmet Özdemir Siyer yazıcılığı ile ilgili makalesinde, İbni İshak-İbni Hişam örneklerine, bu kitap ve risalelerde anlatılan yüceltmeci, olağanüstücü ve "mucize" olarak anlatılan rivayetlerin zaman içerisinde artan sayılarına dikkat çekmektedir. Bu tespitlerden bir diğeri de ilk yazılan siyer kitaplarında bulunmayan veya çok az bulunan, ancak zaman içerisinde siyer kitaplarında geniş yer işgal eden, Muhammed'in doğum mitosu, çocukluk ve gençlik dönemlerinde yaşadığı olağanüstülükleri anlatan irhasat rivayetleri ile ilgilidir.[9]

Efsanelerin en ünlülerinden biri de Muhammed'in bir el işaretiyle Ay'ın ikiye bölünmesidir.

Kaynaklar ve bağlantılar

Marduk ile Marut arasında etimolojik köken bağlantısı kurulur

Sözlü anlatımlara dayalı, anlatıcılarına sosyal-maddi olanaklar sağlama yanında dinleyenleri eğlendirme, ders ve ibret yoluyla terbiye etme gibi fonksiyonlar yüklenen Kıssacılık İslam kültür tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Kaynakça

Nuh'un gemisi, Zübdetü't-Tevarih, Gılgamış destanı Tevrat ve Kur'anda yeniden yorumlanır
  • Dini Kaynakça; Tevrat, İncil, Kur’an, tefsirler, hadisler ve hadis şerhleri...
  • Tasavvuf Kaynaklı; Klasik tasavvuf eserleri, tabakat kitapları, tezkiretu’l-evliyâlar, menâkıpnâmeler,
  • Vekâyinâmeler, Klasikler; İslâm tarih ve coğrafya eserleri, şehir tarihleri,
  • Kısasu’l-Enbiyâlar, Sîretü’n-Nebîler; peygamberlerin hayatını destansı üslupla anlatan Kaynakça, Ahmediye, Muhammediye vb.
  • Edebî Kaynakça; Destânsı romanlar, divanlar, dinî hikâyeler, nefesler vs.
  • İkonografik Kaynakça; Şiî, Alevî ve Bektaşî kültüründe yaygın olan görsel betimlemeler.[1]

Yanı sıra İsrâîliyyât ve Kabala gibi Yahudi ve Hristiyan anlatıları ve Kaynakçası ile kutsal kitapları ya da sonradan Müslüman olan toplumların eski dini inançları, örf ve adetleri ile ilgili anlatılar.

Geleneksel anlayışta İsrailiyyat İslam mitolojisinin kaynağı olmakla sorumlu tutuluyordu. Bunun dışında Araplar ve Orta Doğu, komşuluk ilişkileriyle Mezopotamya, İran, Anadolu, Kenan, Fenike, Mısır mitolojileri ve diğer yakın bölgelerin inanç hikâyeleri birtakım adaptasyonlar ile İslamileştirilmiş veya İslam dini anlatılarına eklemlenmişlerdir. Muhammed İslamda Yahudi ve Hristiyanlığı da içine alan tek tanrılı dinler silsilesinin son halkası kabul edilir ve Kur'an'da Kitab-ı Mukaddes kaynaklı birçok mitolojik hikâye bulunur.[10]

Osmar Schindler'in Davud ve Golyat isimli eseri (y. 1888), Calut bazı Kur'an tefsirlerine denizden elleriyle balık tutan ve onu güneşe doğru uzatıp kızartan bir dev olarak girer.

Kuran'da İncil hikayeleri

Kuran birçok İncil anlatısını içerir. Musa,[11] İbrahim,[12] Yusuf, Meryem[13] ve İsa gibi merkezi şahsiyetler, Kuran'da yeniden karşımıza çıkar. Ancak İncil'deki anlatıların aksine Kur'an, bu tür rivayetleri kronolojik bir sıra içinde sunmak yerine, kıssanın Kur'an'ın içine dağılmış, dini-ahlaki noktaya giren sadece belirli bir özetini verir, ayrıntılar, hikâyelerin Yahudi kökenli olduğunu ima eden İsrailiyat yanında Hristiyanlık veya Zerdüştlük gibi diğer İslam dışı kaynaklardan alınıyor.[14]

Hikâyelerin birçoğu Kısas-ı Enbiya olarak korundu ve Kuran tefsiri ile bütünleştirildi. Erken tefsirde önemli olmasına rağmen, daha sonraki alimler İsrailiyyatın kullanılmasını kötülediler.[15] Kanonik İncil'den gelen anlatımların yanı sıra İslam, Apokrif ve Midraşik yazıları da kendisine uyarladı.[16]

Tanrı (6 günlük yaratılış sonrası, İncile göre) dinleniyor. Julius Schnorr von Carolsfeld 1860, Kur'anda da sıkça tekrarlanan bir tema, gökler ve yerin 6 günde yaratılmasıdır.

Yaratılış anlatısı

Dünyanın yaratılışı

Kuran'da gökler ve yer tek bir "yaratılış birliği" olarak birleşiktir, ardından "yarıldılar".[17][18] İkisinin ayrılmasından sonra, duman gibi oldukları bir aşamadan geçerek şimdiki hallerine geldiler.[18][19] Kuran, yaratılış sürecinin 6 gün (يوم) aldığını belirtir.[18][20] ancak Kur'an mealleri'nde çoğunlukla "çağ" olarak çevrilir.

Müfessir'lere göre İslam üç farklı yaratılış türünü kabul eder:

  • Ex-nihilo in time: Özellikle çoğu klasik din bilgini tarafından savunulan bir konumdur: Tanrı, ezelde tek başına vardır, ta ki Tanrı'nın " Ol " emri, bunun üzerine dünya meydana gelene kadar. Bu dünya kesinlikle Tanrı'dan ayrıdır. Buna göre,Tanrı dünyayı, ne kendi özünden, ne de yaratılıştan önce gelen, doğa yasalarına bağlı olmayan, O'nun salt buyruğuyla yaratılan ilkel bir maddeden yaratmamıştır.[21]
  • Tecelli: Özellikle Farabi ve İbn Sina gibi alimler arasında bulundu: Buna göre dünya yoktan yaratıldı, ama zaman içinde değil. Dünya sonsuzdu ama özünde geçiciydi.[22]
  • İlk maddeden yaratılış: İbni Teymiyye gibi bilginler tarafından ileri sürülmüştür: Allah bütün dünyayı ilk maddeden, su ve dumandan yarattı.[23]

İnsanlığın yaratılması

Kuran'daki yaratılış anlatısına göre Allah, meleklere yeryüzünde bir halife yaratacağını bildirir. Halife'nin anlamı İslam tefsiri içinde farklı yorumlara sahiptir:

Bir İran minyatürü, 16. yy, Zülkarneyn Cinlerin yardımıyla Yecüc ve Mecüc'ü medenilerden uzak tutan seddi inşa ediyor.
  • Halef: Âdem ve onun soyundan gelenler, daha önce yeryüzünde yaşayan ve hüküm süren başka bir türün yerine geçer. Buna göre cinler, insanlıktan önce geldiler, fakat Allah onların kötü huylarından dolayı onları değiştirmeye karar verdi. Bunun üzerine Allah, cinlerin yönetimini ortadan kaldırmak için bir melek ordusu gönderdi. Geleceğin şeytanı olan İblis, bu hikâyede ya ordusunu cinlere karşı savaşa götüren ve ardından onların haleflerinin itibarını kabul etmeyi reddeden bir melek olarak ya da melekler tarafından bağışlanan, ancak halefine karşı çıkarak kafir olan birkaç dindar cinden biri olarak önemli bir rol oynar.[24][25][26]
İran edebiyatında İblis'in sarıklı, secdeyi reddeden tasviri
  • Vekil: Adem ve soyundan gelenler "Allah'ın vekili" olarak düşünülür. Buna göre insanlar, Tanrı'nın verdiği yeryüzünü korumak, Tanrı'nın isimlerini yüceltmek ve yeryüzünü Tanrı'nın iradesine göre yönetmekle yükümlüydüler.[27][28] Adem, Allah'ın isimlerini öğrenir ve kusurlu insanların olmaya çabalaması gereken İnsan-ı Kamil'in prototipidir.

Bazı hadislere dayandırılan mitolojik inançlarda ilk insanların çok uzun boylu olduklarına ve binlerce yıl yaşadıklarına inanılır. Buna göre zamanın geçmesiyle insanların vücut ölçüleri, boyları ve yaşam süreleri kısalmış ve kısalmaya davam etmektedir. Bilinmeyen bir zamanda, altı günde yaratılan Dünya ve O’na bağlı varlıklar bütününe, cennette yaratılmış Âdem ve Havva’nın gönderilmesiyle başlayan serüven devam etmektedir. Âdem ile Havva Allah’ın cennette çamurdan yarattığı ve sonra kendi Ruh’undan üfleyerek dirilttiği, bazı rivayetlere göre 38-40 metre boylarında, 1000 veya 2000 yıl yaşadığına inanılan ilk insanlardır.

Havva ile ilgili hadisler "Kadınlar hakkında hayır tavsiye ediniz. Çünkü kadın, eğri “kaburga kemiği”nden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri tarafı, en üst tarafıdır. Onu doğrultmaya çalışırsan kırarsın, hali üzerinde bırakırsan öyle kalır.”[29][30][31]

Tufan: Allah'ın yoldan çıkmış insan ırkını cezalandırmak için başvurduğu yöntemlerden biri, ikinci yaratılış, taşkın.

İnsanın cennetten yeryüzüne inişi Kuran'da, bazı açılardan Yaratılış Kitabı'ndan farklıdır. Adem, İslam'a göre hem ilk insan hem de ilk peygamberdi.[32] O ve karısı Cennet Bahçesi'nde oturmaktaydı. Adem'in Kuran'daki isimsiz eşi ve onun kışkırtmasıyla Ademyasak ağaçtan yer. Yasak ağaç, iyi ve kötüyü bilme Ağacı değil, Ebediyet Ağacıdır. Kuran, hikâyede şeytanı sembolize eden yılandan değil, sadece Şeytan'dan bahseder. Eski Ahit, dünyayı lanetlerken, Kuran'da, Tanrı dünyayı insanların yeni meskeni ilan eder ve Hristiyan teolojisinde Adem için yaratılan asli günah doktrininden yoksundur.[33] Bu bakımdan İslam teolojisinin insanlığın düşüşüne karşı daha iyimser bir tavır sergilediği düşünülebilir. Adem'in itaatsizliği kötülüğü yaratmışsa da, özgür irade sayesinde insanlar iyiyi üretebilir.[34] Adem ve karısının itaatsizlikleri, yaşadıkları sürede Tanrı tarafından zaten affedilmiştir.[35][36]

İslami rivayetler Kuran'ın yaratılış anlatısına daha fazla ayrıntı ekler. Yaygın bir anlatıya göre, Tanrı Büyük melekler'e yerden bir avuç toprak almalarını emreder. Ancak ne zaman bir melek toprak almak için yeryüzüne yaklaşsa, yeryüzü Tanrı'ya sığınır. Azrail hariç, bütün melekler elleri boş dönerler.[37] Bir başka rivayette ise yerden toprak almayı başaran melekler arasında yer alan Azrail değil, İblis'ti.

Peygamber ve ashabı, Cebrail, Mikail, İsrafil ve İsrail melekleri eşliğinde Mekke'ye doğru ilerliyorlar. Siyer-i Nebi'den bir örnek.

Adem'in henüz can verilmemiş bedenini kırk yıl yerde yatarken tasvir eden bir başka rivayete göre İblis yeni yaratığı merak eder. Cansız bedeni araştırdıktan sonra, üzerinde otorite kazanmak ve onu yok etmeye karar verir.[38][39]

Havva'nın yaratılışı hakkında müfessirler arasında geniş bir tartışma vardır. Nisa Suresi'nde "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten ve ondan eşini yaratan Rabbinizden sakının. . " ayetine dayanarak çoğu tefsirci Havva'nın Adem'den meydana gelen ikincil bir yaratık olduğu şeklinde yorumlar.

Karen Bauer, Kuran'da Havva'nın yaratılış sürecinin belirsiz olduğunu, yorumcuların İncil'deki anlatı ve eski mitleri kullanarak Kuran metnini okumaktan başka seçeneklerinin olmadığını savunuyor.[40]

Kuranî anlatıma göre O'nun ilk eşin'den ve Adem için için (lahu) (Kr. 7:189) yaratıldığı inkâr edilemez, ancak (min)'in anlamı açık değildir. Müfessirler bunu iki temel yolla anladılar: birincisi, "eğri kaburga", ikincisi, "aynı tür". Mukaddes Kitabın anlatısı her iki yoruma da uygundur; aynı türden (Yaratılış 1:26) ve kaburgadan (Yaratılış 2:20-4) (109).

İlk Kuran yorumcularından biri olan Mukatil b. Süleyman (ö. 150 h), Havva'nın Adem'in kaburga kemiğinden yaratıldığını ve bunun onun adına (Havva canlı (hayy) kelimesinden türemişti) yansıdığını söyler.[41]

Bir diğer erken dönem müfessiri Hud b. Muhakkem el-Havvari ( ö.hicri 3.yüzyıl) de aynı yorumu, Hasan-ı Basriden rivayet edilen "Gerçekten kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır ve onu düzeltmek istersen kırarsın"[41] hadisi üzerinden savunuyor. Et-Taberi, İbn Ebi Hatim er-Razi, Maybudi vb. gibi birçok gelenekçi müfessir bu görüşleri aktarmışlardır.

Ancak Ebu Cafer Muhammed el-Bakır ve İbn Bahr gibi diğerleri, Havva'nın "aynı türden" yaratıldığını iddia ediyor.[42] Modern dönemde Havva'nın yaratılışı yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Pakistanlı Kuran âlimi Israr Ahmed (ö. 2010), modern bilim sayesinde bilgimizin gelişmesiyle, Havva'nın Adem'in kaburga kemiğinden yaratıldığı fikrinin insan gözlemi ve akla aykırı olduğu görüşündedir. "Eğri kaburga" hadisinin, kadınların psikolojik doğasına ilişkin bir metafor kullandığına inanıyor. Israr, hayvanlar aleminin biyolojik cinsiyet özelliği bulunmayan amip gibi tek hücreli bir varlıktan evrimini açık bir gösterge kabul ediyor.[43] Bir başka bilgin Ahmed Hamidi, de hadisi bir metafor olarak görüyor ve Havva'nın Adem ile aynı biyolojik cinsiyetten yaratıldığını savunuyor.

İslami rivayetler genellikle İncil anlatısına benzer figürler kullanır. Adem'in karısının adı genellikle Hawa'dır ve rivayetlerde yılan, tavus kuşuyla birlikte İblis'in Adem'in meskenine girmesini destekleyen iki hayvan olarak ortaya çıkar.[44] Adem'in eşiyle birlikte yaşadığı cennetin, ahiret cenneti ile aynı olduğunu pek çok kimse kabul etmedi. Düşmeden önce cennetsel koşullarda yaşarlarken, sonrasında hayatta kalmak için çalışmak zorundaydılar. Hristiyan mitolojisinden farklı olarak, cennetten çıkmazlar, düşerler. Havva doğum, adet görme ve aptallıkla cezalandırılırken, Adem kel kalır[33] ve yılanlar bacaklarını kaybeder.

İslam, Muhammed'in yaratılışı ile ilgili olarak, Muhammed'in önceden var olduğu inancını geliştirdi. [a] Bu, Tanrı'nın, evren veya Adem'i yaratmadan önce Muhammed'in manevi doğasını yarattığını ileri sürer.[46] Muhammed, bu inanca göre yaratılan ilk, ancak insanlığa gönderilen son peygamberdir.[45] Beyhaki'den Ömer'e atfedilen bir rivayetle Adem cennette yürüdürken Tanrı'nın Arşında yazılı olan Şehadet'i okur.[47] Şii versiyonunda, yazıt Ali'den de bahseder.[48]

Ruhani yaratıklar

Kur'an'da ateş, insanların kilden yarattığının aksine, ruhsal varlıkların[49] temel özünü oluşturur. İslami rivayetler, daha kesin olarak, farklı manevi yaratıkların nasıl yaratıldığını belirtir. İslam mitolojisi genellikle üç farklı türde ruhsal varlığı kabul eder:[49]

Korna (Sur) üfleyen bir İslami meleğin kanatları, muhtemelen İsrafil
  • Nur veya ateşten yaratılan melekler :[50] semavi yerleşikler ve Allah'ın hizmetçileridirler. Bunların en önde gelenleri, dört Başmelek (Cebrail, Mikâil, Azrail ve İsrafil), insanın iyi ve kötü amellerini kaydeden Kiraman Kâtibin, Cehennem bekçisi Mâlik, ölüleri sorgulayan iki melek Münker ve Nekir, insanlığı sınamak için büyü öğreteren Harut ve Marut bulunuyor.
  • Ateş ve havanın karışımı veya dumansız ateşten (yaratılan cinler :[51][52] ahlaki açıdan ikircikli yaratıklar, İslam'a geçebilirler ve kurtuluşa veya lanete tabidirler.
  • Dumandan veya ateş (Samum)ten yaratılan şeytan :[53] genellikle şeytanın başı olan İblis'in soyu olarak kabul edilen Hristiyan şeytanları veya şeytanlarıyla karşılaştırılabilir. İnsanları (ve cinleri) günaha teşvik ederler. İslami folklorda, İfrit ve Marid genellikle iki güçlü şeytan sınıfıdır.

İslam mitolojisinde öne çıkan diğer yaratıklar Burak, Gaddar, Hinn, Huri ve Yecüc ve Mecüc'tür. Daha sonra, Farsça Peri -[54] Arap Ghoul - ve Türk kökenli İye[55] gibi diğer kültürlerden manevi varlıklar Kuran'la özdeşleştirildi ve İslami irfanla asimile edildi.

Kozmoloji/Yerler/Yaratıklar

Dünya farklı yaratıklar tarafından taşınır: Melek, boğa ve balık. Zekeriya el-Kazvini, boğayı ve balığı İncil'deki canavarlar Bahamut ve Livyatan ile tanımladı.[56]

Rivayetler ve Klasik İslam döneminde dünya düz, suyla çevrili ve karanlıkta örtülüdür. Kaf Dağı görünür dünyanın kenarındadır. Dünya balığın (Bahamut) sırtında duran bir öküz tarafından ayakta tutulur. Bahamut evrensel bir okyanusta yüzmekte, okyanus bir kap içerisindedir ve kap bir meleğin veya cinin sırtında durmaktadır.[57] Kozmolojik risalelerde disk şeklinde bir dünyanın izine rastlanmaz. Göksel kubbe bir dünya yılanı veya agon ile sona erer. Suyuti'nin eserlerinden yapılan çalışmalar, genellikle, yeryüzünü çevreleyen sulardan oluşan birinci gökün tanımını verir.[58]

Cennet ve cehennem bu dünya ile birlikte aynı anda var olan yerlerdir. Cehennemin yedi katmanı yedi dünya ile özdeşleştirilmiştir. Siccin cehennemin en alt katmanlarından biri, İlliyin ise cennetin en yüksek katmanıdır.[59] Cehennem, ateş denizleri, zindanlar, dikenli çalılar, zakkum ağacı, ama aynı zamanda akrepler, yılanlar, zebani ve şeytan'ların yaşadığı dipteki, muazzam soğuk ile tasvir edilir.[60]

Göklerin tasvirleri farklı renklerle, nur denizi, melek ve hurilerin yaşadığı Tuba ağacı,[61] geniş çayırlar ve akan nehirleri olan bir Bahçe olarak tanımlanır. Sakinler, dilerlerse ipekli sedirlerde dinlenebilir veya diğer ölüleri ziyaret edebilirler.[62]

İslami astronomi, Helenistik astronomi mirası üzerinde geliştirildi ve bu sebeple İslam alimleri dünyanın düz olmadığını biliyorlardı.[63] Teorik çerçeve büyük ölçüde, Dünya'nın evrenin merkezinde yer aldığı, (yer merkezli evren) Aristoteles (De caelo) ve Batlamyus'un (Almagest) küresel dünya öngörülerine dayanıyordu.[63]

İbn Hazm şunları söyler: "Kanıtlar Dünya'nın bir küre olduğunu gösteriyor, ancak halk bunun tersini söylüyor." "Müslümanların imamı olmayı hak edenlerden hiçbirinden dünyanın yuvarlak olduğunu inkara işaret eden hiçbir şey, tek bir kelime bile almadık."[64]

Bir ifrit tarafından süslenen Makhan, Genceli Nizami'nin hamsesi için kullanılmış, Buhara, 1648.

Diğer yerler ve nesneler; Muallak taşı (Muhammed'in miraca yükselirken ayak batığı ve beraberinde bir miktar yükseldiğine inanılan taş), Burak, Hacerü'l-Esved (Cennetten yeryüzüne indiğine, indiği sırada bembeyaz olduğuna, insanların günahları yüzünden karardığına inanılan taş), Levh-i mahfûz, Sur, (İsrafil'in borusu), Arş, Kürsi, sidret'ül münteha, gök katları.

Evrende yer alan ruhani varlıklar; Ruhlar, Melekler, Cinler, İfrit, Şeytanlar, İblis, Harut ve Marut

Ahiret mekanları ve varlıkları: cennet, cehennem, cennet ve cehennemin tabakaları, Kevser Havuzu, sırat, araf, Malik, Zebaniler, Huriler, vb.

Kabe

İslam mitolojisine göre Tanrı, Adem'e Göksel Ev'in dünyadaki karşılığı olacak bir bina (Kabe) inşa etmesini emreder. Nuh tufanı'ında yıkıldıktan sonra İbrahim ve İsmail onu orijinal temelleri üzerine yeniden inşa ederler.[65][66]

Diğer görüşlere göre onu ilk inşa edenler İbrahim ve İsmail'dir.[66] İsmail köşeyi işaretlemek için bir taş ararken, melek Cebrail ile karşılaşır. Cebrail ona Kara taş'ı verir, Hadislere göre[67] gökten indiğinde süt beyazıdır, ancak ona dokunanların günahları nedeniyle siyahlaşmıştır.[68][69] Müslümanlar karataşa büyük saygı gösterseler de Kara Taş'a tapınmayı reddederler.[70]

Kabe başlangıçta tek tanrılı bir Tanrı için sembolik bir ev olarak düşünülmüştü. Ancak İslam mitolojisine göre İbrahim'in ölümünden sonra insanlar Kabe'yi "pagan putları" ile doldurmaya başladılar.

Muhammed, sürgünden sonra Mekke'yi fethettiğinde, Kabe'deki putları kaldırdı.[71][72] Kabe'nin içi artık boştur.[73]

Şimdi, tüm Müslümanların mümkünse en az bir kez ziyaret etmesi gereken önemli bir Hac yeri[73][74] ve günde beş vakit yüzlerini dönerek (kıble) ibadet ettikleri bir binadır.[73][75]

Olaylar

  • Yaratılış - Tanrı'nın altı aşamalı yaratıcı eylemi
  • İnsanın düşüşü - Cennetten kovulma
  • Tufan ve Nuh'un Gemisi - sel olayı. Hristiyanlığın aksine, tufan ya küresel ya da yerel olabilir.
  • Çıkış - Musa'nın Mısır'ı terk etmesinin hikâyesi, Tanrı, Sina Dağı'nda ona Tevrat'ı ifşa eder.
  • Kıyamet - Kıyamet Günü; Yahudi ve Hristiyan geleneklerinden çok şey içeren İslami eskatolojinin temel bir unsuru

İslam merkezli hikâyeler

Muhammed'in göğe yükselirken ayağını bastığına inanılan Muallak taşı, üzerine Abdülmelik bin Mervan tarafından Kubbetü's-Sahre yaptırılır.

Siyer hikâyeleri, içlerinde birçok mucizeyi ve ders alınması istenen olay ve korkutmaları barındırır. Örnekler: Muhammed'in doğum mitosu,[Not 1][1][76] Miraç, mucizeler, kerâmetler, ilahi yardım (Bedir Savaşı'nda meleklerin İslam ordusuna yardım etmesi), kâfirlerin cezalandırılmaları, Muhammed'in göğsünün melekler tarafından açılıp kalbinin üstün niteliklerle bezenmesi (Şakk-ı sadr), Fil Vakası, Ay’ın yarılması, Güneşin doğuşu veya batışının iki kişi hatırına geciktirilmesi (Ali ve Muhammed),[77] Muhammed'in şeytanla konuşması...

Muhammed bölünen Ay'ı işaret ederken. 16. yüzyıldan kalma bir falnameden alınan bu anonim resimde Muhammed yüzü görünmeyecek şekilde resmedilmiştir.

Toplumlar ve kişiler

Kişi ve toplum hikâyeleri: Mitolojik ve yarı mitolojik kişiliklerden oluşur. Âdem ile Havva, Habil ile Kabil, Şit, İdris, Nuh, Hûd, Salih peygamberin devesi, İbrahim, Lut, İsmail, İshak, Yakup, Yusuf, Musa, Yuşa, Davud, Süleyman, Belkıs, Hızır, Elyesa, Eyüp, İlyas, Lokman, Danyal, İsa, Meryem, Yahya, Zekeriya, Yunusbalığının Yunus’u yutması bu şekilde akdenizden Ninova'ya kadar gitmesi, İbrahim'in ateşe atılıp ateşin suya dönüşmesi, şeytan taşlama, Gökten kurbanlık koç indirilmesi, Zülkarneyn, Karun, Yecüc ve Mecüc, Calut, Maymuna dönüştürülen insanlar,[78] Ashab-ı Kehf, Samiri, Haman, Mehdî, Mesih, Deccal, Süfyan, Dabbe, Ebabil vb.

Ayrıca Şii ve Alevi-Bektaşi kültüründe Ali, Fatıma,[79] 12 İmam ile ilgili mitler.

İnanç ve tılsımlar

Bir Şii tılsımı; Oturanlar: Hasan, Ali ve Hüseyin, sağı ve solunda ayakta kalan ise Kerbela Hadisesi'nde ölen Abbas bin Ali (Kaçar dönemi hat sanatı eseri, 19. yüzyıl)

İnançlar ve tılsımlar: Evren’in yaratıcısı Allah, Arş, Kürsi, Levh-i Mahfûz, Kalem, Allah'ın 99 ismi, melekler, peygamberler, kutsal kitaplar, kader ve kaza, kabir hayatı, diriliş, hesap, âmel defteri, mizan, sırat, cennet veya cehennemde sonsuz yaşam.

Tılsımlar, belirli miktarda okunduğunda ya da yazılı muska olarak taşındığında kişileri düşmanlardan, şeytan ve cin gibi kötü ruhani yaratıklardan, hastalıklardan felaketlerden koruduğuna inanılan kutsal isim veya yakarışlardan oluşan dualardır. Örneğin: Esma-ül Hüsna, Cevşen, Celcelutiye vb., nazar, büyü, istihare duaları.

Korku / Eskatoloji mitleri:

el-Kazvinî'nin İsrafil tasviri (1270)

Kısmen veya bütünüyle korku temalı başlıklardır. Dabbetül Arz, Kıyâmet, Ahir zaman, Yecüc ve Mecüc'ün seddin arkasından çıkarak dünyayı talan etmesi, Mehdi'nin dönüşü veya çıkışı, Mesih, kıyamet savaşı, kabir azabı, ölümden sonra diriliş, hesap, sırat, Deccal, Süfyan, Cehennem azabı, zebaniler, Malik, kavimlerin helakı, Tufan, Ebabil, Şeytan, İblis, İfrit, Cin vb.

Muhammed, Miraç efsanesinde yer verilen hadislere göre[80][81] Burak ve Cebrail'le birlikte cehennemi ziyaret eder ve "utanmaz kadınların" saçlarını yabancılara gösterdikleri için ebediyen cezalandırıldıklarını görür. (İran minyatürü, 15. yüzyıl)

Helak edilen kavimler islam mitolojisinde sıkça vurgulanır; Nuh tufanı, Ad kavmi, Semud kavmi, Lut kavmi, Medyen kavmi, Eyke kavmi ve Hicr kavmi.

Modern mitler

Bilim ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak ayet ve hadislerin bağlam ve kapsamlarından kopartılarak, ayetlerin sıra numarası, ebced değerleri vb. yöntemlerle metinlere yeni anlamlar yüklenir. Bu şekilde Kur’an ve hadislerden neredeyse bütün ilim dallarına ve gelecekteki olaylara ait işaretler çıkartılır. Embriyoloji, yer bilimleri, astrofizik, tıp, elektrik, tren, aya gidiş, görecelilik kuramı, big bang, kara delikler, pulsarlar bu konuda verilebilecek örneklerden bazılarıdır. (İlgili madde: Scientific foreknowledge in sacred texts14 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.). (Ayrıca bakınız: Tıbb-ı Nebevi)

Selefi düşüncede

Avrupa'da Aydınlanma Çağı'na ve Batı sömürgeciliği tehdidine bir tepki olarak başlayan Selefi reformculuk, Muhammed'e atfedilen mistik, kozmik ve mitolojik yönleri küçümserken, " ümmeti yeniden inşa etmek" için daha pratik bir model olarak sünnetin siyasi, sosyal ve toplumsal rolünü vurgulayan bir yöntem seçti.[82]

Müslüman Kardeşler'in birçok taraftarı, geleneksel mitolojik anlatıların çoğunu reddediyor. Seyyid Kutub, 18. Surede bahsedilen Allah'ın kulu ile özdeşliğini ortadan kaldırarak Hızır ile Kuran arasındaki bağı koparmaya çalıştı. Buna göre, Kutubist düşüncenin taraftarları Hızır mitolojisini daha fazla İslam ile ilgili olarak algılamamaya başladılar.[83] Süleyman Aşkar'ın öğretileri, melekleri kullanan Klasik alimler de dahil olmak üzere, meleklerle ilgili geleneksel materyaller hakkında birçok kaydı onaylamamaktadır. Bu, meleklerin, onların kökenleriyle ilgili isimler ve hikâyelerin marjinalleşmesine yol açmıştır.[84]

Notlar

Kaynakça

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar